17 Temmuz 2024 - Çarşamba

“Krampon giymek şartsa biz gelmeyelim”

Sosyal medyada hazırladığı içeriklerle beğeni toplayan ve takipçi sayısını artıran No Fax Machine yazıları ile artık Haber Heybesi'nde... No Fax Machine'nin ilk yazısı: “Krampon giymek şartsa biz gelmeyelim”

Yazar - No Fax Machine
Okuma Süresi: 4 dk.
No Fax Machine

No Fax Machine

nofaxmachine@gmail.com -
Google News

İsmet İnönü önderliğindeki Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı’nda gösterdiği tarafsız tutum hepimizin malumu. Bu uğurda yapılan fedakarlıklar ve ülkemize uygulanan ekonomik yaptırımları da gayet iyi biliyoruz.

Ancak bu savaşın Türkiye futbolu üzerindeki etkileri biraz unutulmuş. 

Futbol gibi kitleleri peşinde sürükleyen bir oyunun böyle bir dönemde siyasi araç olarak kullanılması kaçınılmazdı. Öyle de oldu.

İngiltere bu işe ilk uyanan devlet oldu. Anadolu’nun büyük harpteki çekimser tavrını değiştirmek ve halkın sempatisini kazanabilmek için Ordu Milli Takımı’nı “Türk-İngiliz dostluğunu sağlamak” amacıyla “Wanderers” ismini verdikleri ve içinde seçkin İngiliz ve İskoç futbolcuların bulunduğu bir şekle sokarak, Türkiye’ye gönderdi. 

Wanderers, önce Ankara’ya geldi ve Gençlerbirliği’ni 1-0, Harp Okulu’nu 5-1’lik skorlarla mağlup etti. İstanbul’daki maçlarını ise Fenerbahçe ve Galatasaray’la yaptı. Sarı lacivertlilerle yapılan iki maç da 2-2’lik beraberlikle sonuçlandı. Galatasaray ise İngiliz karma ekibi yenen tek Türk takımı oldu.

Tarafsız halinden ödün vermek istemeyen Türkiye’nin arayı bulma çabasından mıdır yoksa Nazilerin, İngiltere-Türkiye arasındaki bu flörtleşmeden rahatsız olmasından mıdır bilinmez, sıra Hitler’in desteklediği takım olan Avusturyalı Admira Wacker’in Türkiye seyahatine geldi.

Admira Wacker’in tur planında İstanbul’un üç büyük futbol kulübünü de yenmek vardı. Galatasaray ve Beşiktaş karşısında zorlanmadan galip gelen Wacker, Fenerbahçe karşısında Hitler’i üzen bir sonuç aldı. Halit Deringör ve Naci Bastoncu’nun golleriyle Fenerbahçe, Admira Wacker’i 2-1 mağlup etti.

1 Haziran 1942 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nden.

Farkındaysanız, Admira Wacker sadece İstanbul’u ziyaret etmişti. İngilizler’in planının çok daha iyi düşünüldüğü ve ülkenin yönetildiği kent olan Ankara’yı da denklemin içine soktukları aşikar.

Futbolun sadece futbol olmadığının bir kanıtıdır bu anekdotlar. Türkiye’nin ise boğuştuğu parasal sancılar, 1950’deki Dünya Kupası’na bile yansıyacaktı.

Tarihinde ilk defa, Brezilya’da düzenlenecek olan Dünya Kupası’na, Suriye’yi 7-0 yenerek katılma hakkı kazanan A Milli Takım, mesafenin bir hayli uzak bulunması ve seyahatlerin getireceği finansal yükün kaldırılamayacağı düşünüldüğünden, turnuvadan çekilme kararı aldı.

Aynı kararı veren ve yine tarihlerinde bir ilk olarak Dünya Kupası’na katılacak başka bir ülke daha vardı. Hindistan.. Ancak onların kararını sadece ekonomi şekillendirmiyordu. Eleme maçlarında çok başarılı bir görüntü çizen ve o dönem Asya’nın en başarılı milli takımı olan Hindistan’ın birçok oyuncusu maçlara krampon giymeden çıkmayı tercih ediyordu. Futbol kurallarını ve marka değerini belirli bir seviyeye çekmek isteyen FIFA, Hindistan’ın “Biz geliriz ama çıplak ayakla oynarız.” isteğini geri çevirdi.

Hindistan'ın 1948 Olimpiyatlarında Fransa karşısındaki kadrosu. Krampon giyen yalnızca 2 futbolcu var.

Bağımsızlığının 27. Yılını kutlayan Türkiye ve 6. Yılını kutlayan Hindistan, 1950 Dünya Kupası’ndan böyle mahrum kaldı. Biz, 4 sene sonra ilk deneyimimizi yaşayacaktık ancak Hindistan bu fırsatı bir daha hiç yakalayamadı.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.